3 Ocak 2014 Cuma

SAMED YEŞİL

    25 Mayıs 1994'te Almanya'nın Düsseldorf kentinde dünyaya gelen Samed futbola doğduğu kentin takımı CFR Links'te başladı.Buradan yine aynı kentin takımı olan BV 04 Düsseldorf'a geçti.2005'te 15 yaşındayken Bayer Leverkusen'e transfer oldu.2008-09 sezonunda U-17 takımında forma giymeye başladı.Sonraki sezon bölgesel U-17 liginin şampiyonu olurlarken Samed 25 maçta kaydettiği 13 golle takımının en golcü ikinci ismi oldu.Almanya finalinde forma giydi ancak uzatmalarda şampiyonluğu kaybettiler.Bir sonraki sezon 14 maçta 22 gol atarak dikkatleri üzerine çekti ve takımın en skorer ismi oldu.2010-11 sezonunta U-19 takımına yükseldi.Burada 7 maçta 2 gol atarak parlak bir sezon geçiremedi fakat tekrar bölgesel lig şampiyonluğunu elde ettiler.Almanya yarı finallerinde elendiler.Sonraki sezonda aynı takımla formaya giymeye devam eden Samed 23 maçta 19 golle gol kralı oldu.
    2011-12 sezonunda Leverkusen'in A takımıyla antremanlar yapmaya başlayan Samed,o sezonun UEFA Şampiyonlar Ligi yedek kadrosunda kendine yer buldu.Kariyerinin ilk Bundesliga maçına 14 Nisan 2012'de Hertha Berlin karşısında çıktı.81.dakikada Tranquillo Barnetta'nın yerine oyuna dahil oldu.2012-13 sezonuna dördüncü ligde mücadele eden Bayer Leverkusen II takımında başladı ve 4 maçta görev alırken sahada 241 dakika kendisini sergileyebildi.
    30 Ağustos 2012'de İngiliz ekibi Liverpool FC'ye 1.3 milyon €'ya transfer oldu.Sezona U-21 takımında başladı ve Chelsea'yi 4-1 yendikleri maçta ilk kez forma giydi.Bu maçtan sonra UEFA Avrupa Ligi grup maçı olan Young Boys maçının kadrosuna dahil edildi ancak forma giyemedi.26 Eylül 2012'de West Bromwich Albion ile oynanan İngiltere Lig Kupası maçında ilk 11'de sahaya çıkarak ilk kez Liverpool forması giydi.Sezon içinde bir lig kupası maçına daha çıkıp ve Avrupa Kupası maçının kadrosuna dahil edildi.Ancak ligde ilk 18'e girme şansını bulamadı.U-21 takımı ile grup birincisi olarak finallere kaldılar ve üçüncü olarak turnuvayı tamamladılar.Şubat ayında çapraz bağları kopan Samed sezonu kapatmak zorunda kaldı ve finallerde sadece 1 maça çıkıp o maçta da golünü atmasını bildi.
    Samed Yeşil'in milli takım kariyerine Almanya U-16 takımıyla başladı.2 maçta 3 gol kaydetti.15 Eylül 2009'da ilk kez U-17'de maça çıktı.2011 Avrupa 17 Yaş Altı Futbol Şampiyonası elemelerine katıldı.İlk eleme turunda 3 maçta 4 gol 5 asist,ikinci eleme turunda ise 3 maçta 3 gol 1 asist ile göz dolduran bir performans sergiledi ve takımın finallere kalmasında büyük rol oynadı.Samed turnuvaya katılan kadroda da yer aldı.Almanya,turnuva sonunda Avrupa ikincisi olup Dünya Kupası'na katılmaya hak kazandı.Samed ise 5 maçın ikisini kart cezası sebebiyle kaçırmasına rağmen biri final olmak üzere oynadığı 3 maçta 3 gol attı.Turnuvanın gol krallarından biri olurken,bu futbolcular arasında dakika/gol oranı en yüksek olan futbolcu oldu.Aynı sene düzenlenen FIFA 17 Yaş Altı Dünya Kupası'nda da forma giydi.Almanya turnuva sonunda Dünya üçüncüsü olurken Samed 7 maçta da forma giydi.6 gol 8 asist gibi müthiş bir performans gösterdi.Gol krallığında ikinci olup ''Gümüş Ayakkabı'' ödülünün sahibi oldu.2012 yılında U-18 ve U-19 takımlarında da forma giyme şansını yakaladı.
    Samed'in futbolcu kişiliğini incelersek genç yaşına rağmen gol yollarında ne kadar etkili olduğunu görebiliriz.Bir forvette olmazsa olmazlardan olan soğukkanlılığı üst seviyede olan genç oyuncunun fiziki yönde de gelişimini sürdürmesi kaçınılmazdır.1.80 boyunda olan Samed hava toplarında etkili değildir.Sakatlıktan döndükten sonra eski formuna kavuşup gelişimini sürdürürse ileride büyük bir golcü olmasına kesin gözüyle bakılmaktadır.Ayrıca genç oyuncuyu Arsenal,Inter,Manchester City başta olmak üzere çoğu Avrupa klubü takip etmektedir.Türk kökenli olmasıda ülkemizdeki takımlar için büyük bir avantaj olmakla beraber yabancı sınırı varken denenmesi gereken isimlerden biri olmalıdır.İleride hep beraber genç Samed'in nerelere geleceğini göreceğiz.

Devamını Oku

30 Aralık 2013 Pazartesi

KORAY GÜNTER





16 Ağustos 1994 yılın Almanya’nın Höxter kentinde dünyaya gelen Koray futbola doğduğu kentin takımı SV Höxter ile başladı.Tarih 2006 yılının temmuz ayını gösterdiğinde Spvgg Brakel takımının genç takımına geçti genç Koray.2008 yılında Alman devi Borussia Dortmund alt yapısına alındı.2008-09 sezonunun son maçında U-17 takımında ilk kez forma giydi.Asıl mevkii defansın göbeği olan genç Koray ihtiyaç duyulduğunda defansif orta saha görevini de başarıyla yerine getirebilen bir futbolcu.1.85 boyundaki genç stoper güçlü yönde sağ ayağını kullanabilmektedir.2009-10 sezonunda Dortmund U-17 takımıyla 16 maça çıkan genç Koray toplam 1375 dakika görev aldı.Aynı sezon U-19 takımında da denenen Koray burada da 6 maçta takımının formasını terletmiştir.Yaşı gereği 2011-12 sezonunda U-19 takımıyla yoluna devam etmiş ve 21 maçta boy gösterip 2 de gol atmıştır. 2011-12 sezonunda profesyonel sözleşme imzalayan Günter, 4. lig Regionalliga'da oynayan Borussia Dortmund II  takımı ile antrenmanlara çıktı.O sene Dortmund ikinci takımı lig birincisi olarak 3.Lig’e yükseldi.Temmuz 2012’de A takım ile antremanlara başlayan Koray 30 numaralı formayı tercih etti.Daha Dortmund II’de oynayamadan  A takım ile sezon öncesi kampa katılıp hazırlık maçlarında oynadı.Ayrıca FC Oberneuland  ile oynanan kupa maçında kadroya alında fakat forma şansı bulamadı.2012-13 sezonunda Dortmund II takımıyla 17 maçta görev alan Koray zaman zaman A takım kadrosunda ilk 18’e girsede forma yüzü göremedi.Gurbetçi Koray’ın milli takım kariyeri ise 4 Eylül 2010’da Azerbaycan ile oynanan Almanya U-17 Milli Takım hazırlık maçıyla başladı.2011 yılında Almanya Milli Takımı ile Avrupa 17 Yaş Altı Futbol Şampiyonasında kadroda kendine yer buldu.İlk eleme turunda sadece bir maçta son dakikalarda oyuna giren Koray ikinci eleme grubunda bütün maçlarda ilk 11’de görev aldı ve takımın değişilmez bir parçası haline geldi.Takımının şampiyonaya katılmasını sağlayan önemli isimlerden biri oldu.Gösterdiği performansla turnuva kadrosuna alınmaması söz konusu olmayan Koray turnuvada takımıyla Avrupa ikincisi oldu ve ilk maç hariç tüm maçlarda 90 dakika görev aldı. Bu başarı ile FIFA 17 Yaş Altı Dünya Kupası'na katılmaya hak kazanan Almanya U-17 kadrosunda yer aldı. Bu turnuvada ise Dünya üçüncülüğü yaşarken, çeyrek finale kadar teknik direktör Steffen Freund'un ilk 11 tercihiydi. Çeyrek final ve yarı finalde forma giyemeyen futbolcu, üçüncülük maçının ikinci yarısında forma giydi. Defans olmasına rağmen attığı üç golle de üçüncülükte büyük katkısı bulundu.17 Nisan 2012 tarihinde Almanya U-19 takımı forması giymeye başladı. U-19 Avrupa Şampiyonası elemelerinde şans bulsa da turnuvaya katılamadılar.


ilk kez Borussia Dortmund A takımı formasını 5 Ekim 2013 tarihinde oynanan Borussia Mönchengladbach-Borussia Dortmund Bundesliga maçının 89.dakikasında oyuna girerek giydi.Bu sezon hem Borussia Dortmund II hem de Borussia Dortmund A takımıyla futbol hayatına devam eden Koray’ın futbolcu özelliklerine bakacak olursak;salt stoper görevinde giderek tecrübe edindiğini söyleyebiliriz.Yaşına göre oldukça güçlü olan Koray’ın dezavantajlarından birisi hızlanma.Bu dezavantajını çalışarak giderebileceğine inanıyorum.Bir stoperde aranan kararlık ve markaj yeteneği gayet yerinde olan Koray Alman alt yapısında aldığı disiplinin meyvelerini vermek üzere.Genelde stoper oynayan futbolcular kart görmeleriyle meşhur olmalarına rağmen Koray agresif bir oyuncu değil aksine daha sakin ve az kart gören bir isimdir.


İleride Borussia Dortmund’un savunmasında banko oynayabilecek kapasiteye gelmesi çizgisini koruması ve aynı çalışmalarına devam etmesi koşuluyla yüksek ihtimaldir.Almanya’daki en potansiyelli yeteneklerden biri olarak gösterilen Koray’ın gelecek yıllarda başarılı olup olmayacağını hep birlikte göreceğiz.



Devamını Oku

8 Eylül 2013 Pazar

Artarak giden bir başarı hikayesi-Dries Mertens

6 Mayıs 1987 doğumlu Hollandalı 1.69 boyundaki hücuma dönük orta saha oyuncusu. Futbol yaşamına Anderlecht minik takımında başlayan Mertens buradan 2003-2004 senesinde KAA Gent U19 takımına katılır.A takıma çıkabilmek ve sürekli oynaması için fiziğinin gelişmesi gerekmektedir.Bu yüzden 2005-06 sezonunda Belçika alt lig ekiplerinden SC Eendracht Aalst'e kiralanır.Burada gösterdiği performansla ''yılın oyuncusu'' ödülüne layık görülür.Ertesi sezon hocası tekrardan pişmesi için onu Hollanda takımı Agovv Apeldoom'a kiralar.Burada bir sene boyunca göze hoş gelen bir futbol sergileyen Mertens 2007 yazında Agovv tarafından satın alınır.Jupiler League'de oynadığı 38 maçta 15 gol ve 6 asistlik performansla müthiş bir sezon geçiren Mertens 3235 dakika görev alarak ne kadar istikrarlı olduğunu da kanıtlamış olur.Bir sonraki sezon yine aynı takımıyla 35 lig maçına çıkan Mertens 13 gol ve 7 asistlik performans gösterir.2009 yazında 600bin € karşılığında bir başka Hollanda takımı olan Utrecht'e transfer olur.Eredivisie'deki ilk yılında 34 lig maçına çıkan Mertens 6 gol ve 5 asistlik performansla fena sayılmayacak bir sezon geçirir.2010-11 sezonu Mertens için bir patlama yılıdır.Ligde 31 maçta görev alan Mertens 10 gol ve 17 asistlik performans ile gözleri üzerine çekmeyi başarmıştır.Bu sezon UEFA gruplarındada forma şansı bulan Belçikalı genç futbolcu sezonu toplam 52 maç 14 gol ve 26 asist ile tamamlar.Hollanda'nın köklü klüplerinden PSV Eindhoven tarafından fark edilmesi geç olmadı ve 8.5 milyon € karşılığında Hollanda takımına imza attı.PSV'de geçirdiği ilk yılda 54 maçta 27 gol ve 25 asistlik performansla adeta taraftarın göz bebeği oldu.Ertesi yıl çıktığı 48 maçta 3649 dakika görev aldı ve 20 gol 25 asistlik bir başarı gösterdi.PSV takımında 2 sezonda 88 maçta forma giyen Mertens 45 gol 45 asist ile izleyenleri büyüledi.Geldiği günden beri, 2 sezonda Endhoven’de oyunun en önemli detayı oldu. Oyuna zeka, bitiricilik, kalite ve skorerlik kattı. Çizgiye indi asist yaptı, içeri doğru çalımlarla ilerleyip goller attı. Savunmadan top çıkardı. Zaman geçtikçe Belçika Milli Takimının da yıldızlarından olmayı başardı. Futbolseverlerin kendi takımında isteyecekleri tarzda bir oyuncu olmakla kalmayan Mertens skora verdiği katkı ile de büyüledi. Çalım atabilen, hem kapalı savunmalara hem de açık alanda katetmeyi, kaleye gitmeyi becerebilen, her iki ayağıyla gerek uzaktan gerekse de ceza alanı içi ve etrafından gol atan, ortaları ile asistleri ile göz dolduran bir oyuncu olmayı başardı Dries Mertens. Top ayağına geldiğinde heyecanlandıran dört dörtlük bir kanat oyuncusu olma evrimini tamamladı.Eindhoven'de gecen sezon 4-3-3'ün sol forveti olarak top koşturan Mertens, Dick Advokaat'in gelmesi ile değişen sitem ve oyun anlayışı içinde de performansını daha da arttırmayı başardı.Ayrıca Milli Takımda ise zaman zaman sağ kanadı kullanıyor.Bu yaz transfer sezonunda 10 milyon € karşılığında Napoli takımının yolunu tutan Mertens Seria A'da büyük işler beklediğim bir oyuncu.Ülkemizde oluşan 4-3-3 ya da 4-4-2 ve hatta 4-2-3-1 kanat oyuncularının özelliklerinin aynı olmadığı görüşüne inat, bu güzel oyunun her versiyonunda oynayan, başarılı olan ve kendisini kanıtlayan bir oyuncudan bahsediyoruz. Süratli, teknik, zeki, bitirici, kuvvetli ve istekli bir oyuncu olan Mertens yıllardir yana yakıla aradığımız skorer ve kaliteli kanat eksiğini bir çırpıda silecek bir oyuncu ve hala genç sayılabilecek bir yaşta. En önemlisi başarıya aç, kazanmaya aç, kupalara aç, doymamış önünde hedefleri olan bir oyuncu. Kariyerinde 270 maçta gösterdiği 97 gol ve 100 asistlik performans yaşının 26 olmasına rağmen iyi işler yapabileceğinin bir kanıtı.


                                                                                                 ERAY EMEKLİER 
Devamını Oku

7 Ağustos 2013 Çarşamba

EMMANUEL MBOLA

Emmanuel Mbola 10 Mayıs 1993 Kabwe/Zambia doğumlu.Mbola futbol kariyerine 2007 yılında altyapı eğitiminide aldığı Mining Rangers’da başladı ardından 2008 yılında yine ülkesi takımlarından Zanaco’ya katıldı.2009 yılı Ocak ayında Ermeni scoutlar tarafından keşfedildi ve Ermeni kulüp Pyunik Erivan’a transfer oldu.Mbola 14 Temmuz 2009 tarihinde 0-0 biten Pyunik Erivan-Dinamo Zagreb Şampiyonlar Ligi Ön Eleme maçında forma giyerek Şampiyonlar Liginde forma giyen ilk Zambiyalı futbolcu olma ünvanını kazandı.Ayrıca Mbola 16 yaşında Afrika Uluslar Kupası’nda ülkesinin formasını giyerek bu turnuvada forma giyen en genç ikinci oyuncu oldu.Mbola’nın Pyunik Erivan takımında gösterdiği performans sadece milli takım yetkililerinin değil Arsenal,Tottenham ve Afrika’nın en iyi takımlarından biri olarak gösterilen Mazembe’nin de dikkatini çekmişti.Hatta bazı kaynaklar Tottenham’ın 1 milyon pound bonservis bedeli karşılığında Mbola ile ön anlaşma yaptığını iddia etti. Ancak FIFA Mbola’nın reşit olmayışını gerekçe göstererek Uluslararası Transfer Belgesini (ITC) iptal etmiş,oyuncunun Arsenal ve Tottenham gibi kulüplere transferinin mümkün olmayacağını belirtmişti.Bu durumda Mbola’nın Mazembe’ye katılması anlamını taşıyordu.Oyuncu 18 yaşına girdiğinde Porto oyuncunun bonservis haklarını satın aldı ve Mazembe’ye kiraladı.
Özellikler
Oyuncu “bir bekin önceliği her zaman savunma olmalı” tezini kusursuz şekilde yerine getiriyor.Bunu yapmasında ona yardımcı olan sahip olduğu kusursuz fizik gücü.Ayrıca Afrikalı savunmacıların çoğunda bulunan topa sert olma durumu Mbola’da da mevcut.Oyuncunun bir diğer özelliği hızı.Geride kaldığı zaman müdahalelerinde ve hücuma çıkışlarında bu özelliğini kullanıyor ve fark yaratıyor.Oyuncunun pozisyon alma bilgisi goal.com yazarı Ed Dove tarafından “kusursuz” olarak nitelendiriliyor.Mbola kanadından gelen atakları kendi yarı sahasının ortasında savuşturmayı seviyor.Böylece rakibin olası tehlikeye dönüşebilecek atağını çok gelişemeden sona erdiriyor.  İşin savunma kısmını yerine getiren oyuncu hücum kısmınıda görmezden gelmiyor ve olabildiğince hücuma katkı veriyor.Kanatlardan ceza sahasına isabetli pas (orta) çıkarma yeteneği azımsanmayacak seviyede.Oyuncunun eksi hanesine yazılabilecek durumlar ise 175 cm olan boyundan da kaynaklanan hava toplarında ki eksikliği ve hücuma çıkışlarında ayağı iyi olmasına rağmen kaleyi denemeyi hiç düşünmemesi.Tahminimce bu durum güven eksikliğinden kaynaklanıyor olabilir.
İleride Nereye Gider?
Modern bir bek,bu yüzden ekleyebileceği çok özellik yok fakat iyi özelliklerini daha da geliştirmesi onun ne seviyede futbol oynayacağını belirleyecek.Mbola için handikap yaratan başka bir durum ise 16 yaşında milli olmasının yansıması olarak kendisinden her zaman daha fazlasının beklenmesi.Aynı durumu Freddy Adu’nun da yaşadığını anımsayacağız.
Fiyat Aralığı Ne Olur?
Market değeri 500 bin Euro-1 milyon Euro arasında.Ancak bu durum çok kısa bir süre için geçerli olabilir.Olası şekilde Porto’da birkaç iyi maç çıkarması,Avrupa’da top-class takımların radarına girmesi ve buna bağlı olarak fiyatının kat be kat artması durumu oluşabilir.
Kendisi hakkında fikir sahibi olmanız için ufak bir video; http://www.youtube.com/watch?v=3L3sMwlrq4U
Devamını Oku

ALPASLAN ÖZTÜRK

Belçika’nın Germinal Beerschot takımı formasını giyen sağ bek 19 yaşındaki  Alpaslan ÖZtürk.
Alpaslan Öztürk Belçika’ya göç eden Ardahanlı bir ailenin çocuğu, Belçika’nın köklü takımlarından olan ancak amatör kümede mücadele eden Berchem Sport’un alt yapısında futbola başlayan Alpaslan daha sonra Belçika 1. Ligi takımlarından Germinal Beerschot takımının altyapısına ve sırasıyla 2009 yılında Birmingham takımına transfer oluyor. Dünyanin en kaliteli futbol egitimi verilen Ingiltere Futbol Akademi sisteminden gecen Alpaslan Birmingham’ın U18 takımıyla Steeve Cooper yönetiminde maçlara çıkıyor( Birmingham Akademi’nin koordinatörü Brian Eastick ki kendisi İngiltere U20 teknik direktörü aynı zamanda)  ve 2011 yılında tekrar Germinal Beerschot takımına dönüyor. Döner dönmez ilk 11 de forma buluyor.
Alpaslan’ın toplam oynadığı maç sayısı 60. Bunların 25’i Milli takım, 35 tanesi klüp bazında.
Fiziğine gelecek olur isek Alpaslan 1.86 boyunda uzun ve yaşına göre yapılı bir futbolcu fakat hala fiziksel olarak gelişmekte olan biri;  oyun içerisinde göze çarpan en önemli özelliği ise hızı,driblingleri ve uzaktan çektiği sert şutlar. Kariyerinde 3 gole baktığımızda zaten bütün golleri ceza sahası dışından atılan sert şutlar neticesinde.
Bir sağ bek olarak savunma alanında değerlendirdiğimizde ise Alpaslan sert oynayan bir oyuncu, tekmeye kafa atan cinsten dediğimiz futbolcu kategorisine giriyor bu da onun mücadeleci ve agresif yapısını ortaya koyuyor. Ve fakat bu yönü aslında tehlikeli ve üzerinde çalışılması gereken bi yön, kesici özelliği basit faullerle değilde direk sakatlayıcı hamleler üzerine kurulu. Beşiktaş’tan örnek verecek olursak kesici özelliği Recep Çetin ve Ali Eren Beşerler stilinde tehlikeli bir sertlik.
Milli kariyerine baktığımızda ise Alpaslan daha önce seçimini Türkiye Milli Takımı’ndan yana kullanarak U18 düzeyinde 2 müsabakada sahaya çıktı. Ancak daha sonra Belçika Milli Takımına geçmeyi tercih etti ve Belçika Milli Takımı U18 düzeyinde 7 maç, U19 düzeyinde 11 ve U21 düzeyinde 5 maç oynadı. Milli kariyeri tecrübeli futbolcu Abdullah Ercan ile çalışmış olup, Abdullah Ercan’ın sitemle karışık söylediği sözler mevcut. Oyuncu hakkında “ “Savunmanın her bölgesinde oynar, yalnız bizi kullandı sonra Belçika milli takımına gitti. Çok yetenekli bir oyuncu” demeci ve en önemlisi Belçika U18 ve U19 takımlarında orta saha pozisyonundaki oyunuyla Enzo Şifo’nun kendisi hakkında “söylediği yetenekleriyle bana benziyor’ “ cümlesi de oyuncunun kalitesi hakkında ipucu verebilir.
Genç takımlarda orta sahanın ortası ve kanadında oynayan Alpaslan. Germinal Beerschot la A takıma yükseldiğinde teknik direktör Mathijssen tarafından sağ bek oynatılmaya başlıyor. Yaklaşık 2 senedir sağ bek oynayan Alpaslan ortA saha oynamanın verdiği tecrübeyle bir bek olarak tekniği yüksek bir futbolcu aynı zamanda. Buna ek olarak her iki ayağını da kullanabilmekte ve yer yer sol tarafta da oynayabiliyor.
Genel olarak baktığımızda ise gelişmeye çok müsait bir oyuncu profili çizen Alpaslan’ın eksik noktası oyun içindeki fazla agresif yapısı ve oyun içinde ileri çıkışlarının fazlalığı sebebiyle yer yer savunmada aksaması olarak göze çarpıyor ama 19 yaşındaki bir futbolcu için genel özellikleri ile A takımda ilk “11 de oynayabilecek bir yapıya sahip.
Türk Milli Takım Teknik Direktörü Abdullah Ercan, Antrenör Tahir Karapınar, Ümit Milli Takım Teknik Direktörü Raşit Çetiner ve Milli Takım Avrupa sorumlusu Erdal Keser tarafından da izlenen Alpaslan Öztürk sezon başında Bursaspor, devre arasında ise Trabzonspor’un gündemindeydi.
Son olarak; Belçika U21 – Türkiye U21 maçında Belçika forması giyen Alpaslan Türk Milli takımına attığı gol sonrasında sevinmemiş olup, stad içinde asılı olan Türk Bayrağı’na gidip selam duruşu ve yine Belçika Milli Takımı ile çıktığı maçta İsrail’e karşı attığı golden sonra attığı golü Filistin Halkına armağan etmiştir.
Devamını Oku

Jean Armel Kana-Biyik- Pitbullun Stoperleşmiş Hali


Her takımın hayali, istikrara sahip, her maç ne vereceğini bildiğin, bireysel hata yapmayan, mücadeleci, takımı benimsemiş, ayaklarına hakim, süratli, taktiksel bilgisi gelişmiş, kademe anlayışı yerleşmiş bir stoper bulmaktır. Bu özelliklere sahip olan bir oyuncu için her takım şartlarını zorlar, hele bir de bu oyuncu bir de genç bir yaşta takımının vazgeçilmezi olmuşsa, tam alınacak oyuncudur.
Jean-Armel Kana-Biyik, AC Le Havre’de yetisti ve 3 yıldır Stade Rennes’de forma giymekte. Kendisi takımın lider oyuncularından ve aynı zamanda Kamerun Milli Takımında da forma giymeye başladı. Sağ stoper, sol stoper ve gerektiğinde sağ bek oynayabilen Kana-Biyik Ligue 1’in en çok gelecek vaat eden stopleri arasında gösterilmekte. Mücadele gücü, sürati ve oyun görüşü ile şimdiden Premier League’e yakıştırılmakta. Genç yaşına rağmen futbolculuk evrimini tamamlamış, komple bir savunmacıdan bahsettiğimizi belirtmek lazım. Kana-Biyik transferi bir yetenek transferi değil, geldiği günden itibaren katkı sağlayacak bir stoper transferi anlamını taşımaktadır.
Ayaklarına hakim ve topu oyuna iyi sokabilen bir stoper olan Kana-Biyik aynı zamanda hızı ile Fransa’da klasikleşmiş hızlı ve patlamalı forvetl
ere cevap verebilen, reaksiyon gösterebilen bir stoper. Oyun içi kaymaları ve kademe anlayışına hakim olan oyuncu aynı zamanda fizik gücü ve kafa toplarındaki hakimiyeti ile dikkat çekiyor. 1,83 gibi çok da uzun olmayan bir boya rağmen inanılmaz bir yükselme gücüne sahip olan Kana-Biyik hiçbir şart da kolay düşmeyen, ayakta kalan sağlam bir oyun stiline sahip.
Çok geç olmadan ve bir müthiş stoper daha elden kaçmadan ,düşünülmesi gereken ilk stoper adaylarından birisi olmalı Kana-Biyik. Sakin ve oturmuş futbol altyapısı ile savunmada güven veren Kana-Biyik aynı zamanda izleyenleri rahatlatacaktır ve gelecek yıllar içinde de formasının hakkını verecektir.
Devamını Oku

17 Kasım 2009 Salı

Futbol Stadyumları










Devamını Oku